18 Ağustos 2013 Pazar


http://www.ted.com/talks/seth_godin_on_sliced_bread.html


Seth Godin kimdir?

Herşeyin ötesinde videolarının tamamını ezbere bildiğimi düşündüğüm ünlü pazarlama dehasıdır.
Pazarlamanın bir dehası varsa Seth Godin en kuvvetli aday olabilir.

Ekşi Sözlükte onun için neler denmiş?

*"selling to people who actually want to hear from you is more effective than interrupting strangers who don't.” felsefesini takdir ettiğim pazarlama gurusu.

*:ışıltılı fikirlerin, geçerli farkındalıkların ve rasyonalitenin adamıdır.

*:amazon.com, american airlines, bell atlantic ve american express gibi firmalara internet danismanligi yapan ve yahoo.com'un baskani olan kel kafali super zeka insan. esas olayi marketingdir, bu konudaki radikal cikislariyla un salmistir.

*:bütün dünyada çok satan "permission marketing" ( izinli pazarlama ) ve "the purple cow*" isimli kitapların yazarı olan, pazarlama alanında değişik fikirlere sahip kel kafalı şahıs. ünlü bir konuşmacı olup "fast company" isimli derginin yardımcı editörüdür. pek çok şirketin kurulmasında ve yeniden yapılanmasında aktif rol oynamıştır.

*:"vazgeçmek, başa çıkmaktan daha iyidir, çünkü vazgeçmek sizi başka bir şeye yönelmek üzere özgür bırakacaktır." diyerek ne kadar doğru demiştir bugün istanbul'da.


Moda İzliyoruz

Bir işte çalışıyorsan, yani o işi profesyonel anlamda yapıyorsan, bilgin, fikrin, görgün ne olursa olsun araştırmalısın.

Çok çalışkan biri olmayabilirim, ama kendime çok güvendiğim bir özelliğim var ki araştırmak.


İlgili ilgisiz herşeyi okuyabilirim, kendimi bazen mobilya dergilerine bakarken, ahşap özellikleri okurken bulabiliyorum.
Sıkı bir blog takipçisiyim, sörfüm iyi.

Perakende- tekstil üzerine çalışıyorum.
Yıllardır kıyafete ve mağazalara yaptığım yatırımının bana bilgi olarak döneceğini hiç düşünmemiştim, zaten o kadar da kolay değilmiş.



Bugün karşıma çıkan film listesini paylaşıyorum.

İzlemediğim 4 tanesi vardı, bugun "Confessions of a Shopaholic"i izledim. The September Issue için türkçe altyazılı olanını bulamadım, bulursam onu da izleyeceğim.

Tam bir kız filmi olduğunu söyleyebilirim. Eski olmakla beraber bence çok da eğlenceli. Eğer bayan ağırlıklı bir departmanınız varsa ekip olarak izleyebilirsiniz :) Alışverişkolik, kredi kartı mağduru bir kızın finans sektöründe bulunması- ve deneyimlerini köşe yazıları ile paylaşması üzerine.
Marka'nın insanların kalbine dokunması, onlara kişisel deneyimler kazandırması ile ilgili çok küçük hoş detayları var filmin.


Diğerleri için;
http://www.imdb.com/list/dUrwL25PdBI/


Yeni Mezunun Günlüğü

Aslında daha önceden kişisel marka kavramından konuşmuştuk.

Üniversite son sınıf yada yeni mezun insanların tüm ortak konusu kurumsal hayat mekanizması.
İş bulma telaşı, kariyer yolları, kimin ne kadar maaş aldığı vs.

"Keep calm" gençler, ama dozunda.

İlk iş görüşmesine gittiniz, çok iyi geçti değil mi?
İşte aslında o görüşme çok iyi geçmedi. Bu yazıyı yazarken kaç iş görüşmesine gittiğimi düşündüm.
Çok fazla gitmişim, adedini söylemeyeyim, hiç istemediğim çalışmayacagım görüşmelere de gittim, beni almayacaklarını bildigim görüşmelere de.
İlk görüşme zaten insan kaynakları ile oluyor. Onlarda allah var şirketlerin gülen yüzleri. Onlarla görüşmeniz kötü geçemez zaten.

Her neyse ilk birkaç görüşmemde benimde yaptığım hatalardan bahsedeyim.
En temel kural, ukala olmayın, o maaşa çalışmam gibi bir uslub kesinlikle takınmayın.
Dürüst olun, sadece işi almak için sizden istendiğini düşündüğünüz şeylere göre cevap vermeyin.
Hangi bölümlerde çalışabileceğinizi, yeteneklerinizi doğru anlatın.

İşi alabilirsiniz ancak aslında hiç size uygun olmayan bir işe girerek zamanınızı boşuna harcayacak da olabilirsiniz.

Mesela ben bunun çok net bir örneğiyim.

Hayatımın 6 ayını, çok degerli 6 ayını resmen çöpe attım.
Birçok kişi için çok güzel bir iş tecrübesi sayılabilirdi, çok iyi insanlarla çalıştım ancak kariyer hedefimle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktu. Şimdi bi bakıyorsun koca bir çöp.

Dikkat edin, zamanınızı harcamayın.
Çalışmak istediğiniz sektörü çalışmak istediğiniz departmanı çok iyi belirleyin. Bununla uyumlu yerlerde çalışmaya gayret edin.

Belirleyin ki marketing çalışmak isterken kendinizi Şahin Sucuklarının marketing ekibinde bulmayın.


Yeniyi yönetmek

Herkesin dilinde "Yenilikçilik". Herkes bir tutturmuş "yenilikçi olmak" diye...

Yapabileceğiniz farklılık yaratabileceğimiz belki de en zor kavram "yeni" kavramı. Öyle bir sinerji noktasındayız ki artık ne kadar "yeni" kavramı var hayatımızda, bunu açıklayamıyorum.

Yaratıcılıgın sınırlarını çoktan aştık.
Hem öyle kolay mı yeni diye birşey koymak ortaya. 

Yenilik tecrübenin katkısı ile oluşabilen bir kavram bence. Daha iyisini, daha mükemmelini yapmak, yada birşeye "daha" sıfatını eklemeye gerek kalmadan; hayal edilmemişi yapmak için bunun neye hizmet ettiğine-hangi ihtiyaçları karşıladığına bakmak gerekmez mi?

En zor şey insanları yenilik fikrine alıştırmak. 

Günlük hayatımda, yaptığım her işte, yaptığım şeyi sorgulamaya gerçekten çok özen gösteriyorum.
Birinin dikkatini çekmek için değil, yaptığım iş ile kaynaşmak için bu yapıyorum. 
Yaptığım bir ürünü, hazırladığım bir tabloyu elimle tutarmışcasına, onunla konuşurmuşcasına incelemeyi, onunla tanışmayı, kendini bana anlatmasına izin vermeyi tercih ediyorum.

Hal böyle olunca tanışıklık ileri boyutlara gidiyor, onun bana veya diğerlerine kendini daha iyi anlatmasını istiyorum.
O noktada onlarca soru ile karşılaşıyorum. 
Bilgi kopukluğu, bilginin birbirine bağlanamaması en büyük sıkıntım benim.

Yenilik yaratmaktan çok, ufku açık insanlarla çalışmaya ihtiyacım var mesela benim.

"Ne gerek var'cıları aşmak"

İşler her koşulda yürür, her şekilde bir yol bulunur işlerin devamlılığını sağlamak adına. 
Dinamik sektörlerde çalışıyoruz bir çoğumuz, daha da ötesi hayatımız dinamik.

Önerdiğiniz şeyler karşısında 'ne gerek var'cılar çıkacaktır, çoğu zaman haklı çıktıklarını da kendi adıma tecrübe ettim. 

İsteklerinizi adım adım belirleyin.

Herşey bir proses bence. 
Adım adım kafanızda netleştireceksiniz ki yönleneceğiniz noktayı bilin. 
Yol sizi nereye götürecek buna hakim olun. 

Aşama aşama belirledikten sonra, en önemli nokta; sakin olun. 
Sanırım hiperaktivite sorunum var. Tüm belirtileri taşıyorum.

Aklıma birşey düştükten sonra anında o işe bulaşmam gerekiyor, ve yerimde duramıyorum onu yapana kadar. 

Heyecanını yitirme, kendine inan. 

Bu ara kendime en çok söylediğim şey bu!


Sevgiler